ayıklanmış barbunya ve feminizm

Ben bir feminist olarak artık en çok erkeklere üzülüyorum..


Bir öküzün boynuzlarında sallanıp durmuyorsa dünya eşitlik ve adalet diye de bir şey olmalı bir yerlerde.. Evde de dışarıda da üretmenin bir adaleti olmalı.. Kadının sadece tüketen olarak görülmesi bu yüzyılda sadece erkeğin suçu değil artık.. Sağım solum hayatlarındaki adamlara ATM ve kredi kartı muamelesi yapan yüce kadınlarla dolu.. Babası, abisi, sevgilisi, kocası vesairesi çok da değiştirmiyor durumu.. Erkek çalışır kadın yer sığlığı dünya başka bir düzlemde de dönse benim için kabul görmeyecek.. 


Bir de kadın hakları için ne bedeller ödenmiş vaktiyle.. Sonra bir grup ulu kadın çıkıyor diyor ki "ay canım ben çalışmak istemiyorum".. Ne tatlı ne sevimli.. Kadının kendini bile isteye soktuğu şu halden utanıyorum.. Üniversite mezunu pek çok kadın tanıyorum evinin "hanımı" olmayı seçen.. Evine de kendine de yetiyor olmak daha güzel bir seçenek değil midir oysa.. Kolayı seçmen seni daha başarılı daha ala bir kadın yapmaya yetmeyecek.. İş mükemmel olmakta da değil zaten.. Yani sen çık kabuğundan.. Evinin kadını olmak yetmesin sana, çünkü bir de sen varsın bu oyunda.. İletişim kurma, üretme, değerli hissetme, inisiyatif alabilme gibi başka beceriler de var çalışınca edinilen.. Mesele sadece para değil özetle.. Barbunyayı ayıklanmış mı alsam karar verme mekanizmanı geliştirmeye yetmeyecek.. Komşudan kekine kısırına gelen övgüyle yürümez o içindeki değer gemisi.. Havuç rendeleyerek geçen ömür de ömürden sayılmaz bence.. Ki en çok da o çamaşırlar başında beklemesen de kuruyacak.. 



Sen dinle beni.. Çık kabuğundan.. Üç bine bölünüp dünyaya yetmek bütün kalıp kendine yetememekten yeğdir.. Çünkü bu ülkede her şeye ve herkese rağmen çalışan kadın  olmak başlı başına bir zaferdir..








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biri Anlatsın Bana Nedir Bu Normal?